[one_third last=”no”][/one_third]
[two_third last=”yes”][title size=”2″]Mert “BassCat” Ertunç[/title]
1979 yılında İstanbul’da doğdum.
Küçüklüğüm, babamın mesleği nedeniyle Londra ve İstanbul’da geçti. İlk ve orta öğrenimimi bu nedenle farklı yerlerde yapmak zorunda kaldım.
Klasik rock seven bir babam ve daha sert rock parçalarını tercih eden bir annem olduğu için müziğe yönelmem çok uzun sürmedi. Türkiye’ye döndükten sonra bir yaş günümde annemin hediye ettiği “Iron Maiden” albümü ile o zamana kadar bilinçsizce dinlediğim müziği daha farklı bir şekilde görmeye başladım.
12 yaşında ilk enstrümanım olan bas gitarı kendim yapınca her zaman bu yolda bana destek olmuş olan ailem çok fazla durumları olmasa da bana bir Vision marka bas gitar ve amfi aldılar.
O dönemde ülkemizde solak bas gitarı bırakın solaklar için herhangi özel bir ürün olup olmadığı bile bilinmezken doğal olarak aldığımız gitar sağ idi ve tellerini ters çevirerek öğrenmek zorunda kalmıştım. İnternet henüz mevcut değildi ve bilgiye ulaşım neredeyse imkansızdı. Bu nedenle ilerideki enstrümanım olacak olan bas gitarı kendi kendime öğrenmek zorunda kaldım. Bazen etraftan eğitmenler duyuyorduk ama uçuk fiyatlar nedeniyle sormaya bile şansımız olmuyordu. Hatta o dönem bize sunulan saatlik ücretler bugün Bas Fakültesi’nin aylık ücretine denkti neredeyse.[/two_third]
[two_third last=”no”]Okulu ve derslerin anlatılış şeklini hiç bir zaman çok sevemedim. O nedenle bir an önce bitsin, evde de çalışacak bir şey kalmasın diye çabucak bitirdim liseyi. Üniversitede de istediğim konuları okudum. Fizik ve elektroniğe meraklıydım. Özellikle ses fiziği daha sonraki hayatımda bana çok yardımcı oldu.
Lise sırasında asla adını koyamadığımız bir müzik grubu ile çalıştım bir süre. Davulcumuzun davulu olmadığı için ona da davul yapmak zorunda kaldım. Metal benzeri bir şeyler yapıyorduk tarz olarak ve yeterli geliyordu en azından.
Çok eski bir arkadaşımla Cats In Practice’i kurduk daha sonra üniversite yıllarımda. Zamanının ilerisinde ve keyfimize göre müzik yapıyorduk. Bir süre sonra bu proje hayatımda oldukça önem taşıyan bir yere geldi, iki arkadaş daha ekleyip sahne hayatımıza başladık. Bizimle birlikte çalan dostlarımız hep değişti ancak Cats’in fikri ve duruşu çok değişmedi yıllarca. 2011 yılında yol arkadaşım kendi albüm çalışmaları içerisine girdiğinden yeni bir ekiple çalışmaya karar verdim bu projede. Yine tamamen istediğim tarzsızlık içerisinde müzik yapmaya devam ettim ben de.
Üniversite ve sonrasında birçok grup ve sanatçı ile çalışma fırsatım oldu. Birçok şey öğrendim piyasa, sahne ve müzik ile ilgili. İyi ve kötü yüzlerce deneyim sahibi oldum. Hem prodüksiyonlar için çalıştım, hem de yeri geldi projelerin prodüktörlüğünü yaptım.
Sadece kendi deneyimlerimden ve bas gitar bilgimden yola çıkarak eğitmenin tek yönlü olacağını düşünerek 2 yıl boyunca değişik bas gitar teknikleri ve eğitimi üzerine çalıştım. Kendimi yeterli gördüğüm noktada özel derslere başladım. 2 yıl boyunca bireysel bas gitar derslerinden sonra artık müzisyen adaylarına her konuda yardımcı olacak bir kurum oluşturmam gerektiğine karar verip Bas Fakültesi’ni kurdum. Buradaki amacım hep en uygun ücrete bir müzisyen adayının öğrenebileceği her şeyi en rahat biçimde öğrenmesi ve pratik sahibi olması idi. Bas gitar derslerine ek olarak önce sahne derslerini sonra da müzik teknolojileri derslerini ekledim Bas Fakültesi müfredatına. Bugün dönüp baktığımda Bas Fakültesi’nden yetişmiş olan dürüst, etik ve enstrümanına, sahnesine hâkim eski öğrencilerim, şimdiki meslekdaşlarım bana hayattaki en büyük mutluluğu veriyor. Birçoğunun öğrendiklerini aynı heves ile öğretiyor olması bence bir eğitmenin alacağı en büyük haz.[/two_third][one_third last=”yes”][/one_third] Enstrüman yapımı işini ilk girdiğimden beri hiç bırakmadım. Değişik sesler çıkartan aletler hep ilgimi çekti ve bunların nasıl üretileceği üzerine sık sık düşünmüşlüğüm oldu. Biri perdesiz olmak üzere kendime 3 adet bas gitar yaptım zaman içerisinde. Sıfırdan oluşurken bittikten sonra verecekleri sesi düşünmek ve hayal kurmak en keyifli uğraşlarımdan biri diye düşünüyorum. Ancak sadece bas veya gitar değil, diğer telli çalgılara da ilgim oldu her zaman; özellikle uzak doğu çalgılarına.
“Sahne adı” olarak görünen BassCat, yavaş yavaş yaptığım ürünlerin markası oldu. Son olarak BassCat Guitars & Basses olarak kendi ürettiğim ürünleri mümkün olan en uygun ücretlere satabildiğim bir markam oldu ancak hiçbir zaman ticaret insanı olamadım. Etiğim ve zamanında kendi enstrümanlarımı almak konusundaki zorlandığım günler bu konuda her zaman engelim oldu ve olacak. Sanırım öğrencilerimin sevdiği, destek beklediği “ortahalli hoca” kişiliği her zaman “ticaret zengini” karakterine üstün geldi ve gelecek…
Neredeyse son 2 senedir türkiye’nin en çok okunan müzik dergilerinden biri olan Drum’n Bass magazine dergisinin başta Bas Fakültesi olmak üzere birçok köşesinin hazırlanmasına yazılarımla katkıda bulunuyorum. Hep bir adım uzak durduğum yazarlığa da bu şekilde el atmış oldum böylece. Geniş bir kitleyi özellikle bas gitar ve müzik konusunda bilgilendiriyor olmak gerçekten hayallerimin bir kısmını gerçekleştirdiğim anlamına geliyor. Dergimize ulaşamayan ve durumu olmayanlar için de geçmiş yazılarımı her zaman sitemden yayınlamaya devam ediyorum.
Işık Üniversitesi’nde 3 yıldır Müzik ve Sahne Eğitmenliğime devam ediyorum; Sabancı Üniversitesi’nde Bas gitar, Sahne ve Müzik Teknolojileri dersleri verdim 5 yıl kadar sanırım bu sene de devam edeceğim. Onun dışında yine çeşitli üniversitelerde seminerler düzenlemeye devam ediyorum.
Sekiz adet kedi sahibi olan yazarımız iyi derecede İngilizce biliyor şeklinde bitirmem gerekiyor sanırım biyografi kurallarının dışında bir kişisel hesaplaşmaya dönüşen bu yazıyı…
Buraya kadar okuyabilen herkese teşekkür ederim…
Mert “Basscat” Ertunç